SEGBİS'in açılımı nedir? SEGBİS nedir? İşte anlamı...
Pek çok kez gündeme gelen ve sık sık adı anılan SEGBİS uygulamasının ne olduğu ve açılımının ne anlama geldiği vatandaşlar tarafından merak ediliyor.
SEGBİS'in açılımı nedir? SEGBİS nedir? İşte anlamı...
Pek çok kez gündeme gelen ve sık sık adı anılan SEGBİS uygulamasının ne olduğu ve açılımının ne anlama geldiği vatandaşlar tarafından merak ediliyor. SEGBİS uygulaması 20 Eylül 2011 tarihinde Türkiye’de Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik ile birlikte kullanılmaya başlanmıştı. Peki SEGBİS'in açılımı nedir? SEGBİS nedir? İşte anlamı...
İsminden sıkça söz edilen SEGBİS uygulamasının ne olduğu vatandaşlar tarafından merak konusu olmaya devam ediyor. SEGBİS nedir ve SEGBİS'in açılımı nedir şeklinde yöneltilen sorular, uygulamanın gündeme gelmesi ile birlikte sorgulanmaya başladı. Peki 2011 senesindne beri kullanılan SEGBİS'in açılımı nedir?
SEGBİS nedir? SEGBİS'in açılımı nedir?
Açılımı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi olan SEGBİS sayesinde ifade alma ile sorgu işlemleri esnasında duruşmaların video kaydına alınması Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkemenin yargı çevresinin dışında bulunan ya da mahkemede hazır olamayan kişilerin (sanık, şüpheli, tanık, şikayetçi, katılan gibi) video konferans aracılığı ile dinlenilmesi ve ifadelerinin kayıt altına alınmasına imkan tanımaktadır.
SEGBİS uygulamasının kullanılmasından dolayı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 52, 58, 94, 147/1-h, 180, 196 ve 219 uncu maddelerinde öngörülen ifade alınması, sorgu ile duruşma işlemlerinde teknik imkânlardan faydalanma, sesli görüntülü iletişim tekniğini kullanma ve teknik araçlar ile kayda almaya dair düzenlemelerin etkili bir biçimde uygulanması, ifadesi ya da savunması alınacak olan kişilerin bizzat mahkeme tarafından dinlenilmesi ya da sorguya çekilmesi, bunun sonucu olarak da dosyaya, kişiye bir de olaya göre daha sağlıklı ifadelerin alınması; mahkemece duruşmaların daha etkin yönetilmesi ve mahkemenin, duruşma esnasında gerçekleşen olaylara ve tarafların beyanlarına yönelik daha iyi vukûfiyeti; yol tutuklaması uygulamasından kaynaklı olan mağduriyetlerin ortadan kaldırılması şeklinde yararlar sağlanabilecektir.
Konuyla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu'nda şu ifadelere yer verilmiştir;
1. "Tanıkların dinlenmesi" kenar başlıklı 52 nci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; "
(3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak;
a) Mağdur çocukların,
b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, Tanıklığında bu kayıt zorunludur.
(4) Üçüncü fıkra hükmünün uygulanması suretiyle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır.";
2. "Tanığa ilk önce sorulacak sorular ve tanığın korunması" kenar başlıklı 58 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; "
(3) Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.";
3. "Bilirkişilere uygulanacak hükümler" kenar başlıklı 62 inci maddesinin birinci fıkrasında; "
(1) Tanıklara ilişkin hükümlerden aşağıdaki maddelere aykırı olmayanlar bilirkişiler hakkında da uygulanır.";
4. "Tanık ve bilirkişilerin naiple veya istinabe yoluyla dinlenmeleri" kenar başlıklı 180 inci maddesinde; "(1) Hastalık veya malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle bir tanık veya bilirkişinin uzun ve önceden bilinmeyen bir zaman için duruşmada hazır bulunmasının olanaklı bulunmayacağı anlaşılırsa, mahkeme onun bir naiple veya istinabe yoluyla dinlenmesine karar verebilir.
(2) Bu hüküm, konutlarının yetkili mahkemenin yargı çevresi dışında bulunmasından dolayı getirilmesi zor olan tanık ve bilirkişinin dinlenmesinde de uygulanır.
(3) Davayı görmekte olan mahkeme, zorunluluk olmadıkça, büyükşehir belediye sınırları içerisinde bulunan şikâyetçi, katılan, sanık, müdafi veya vekil, tanık ve bilirkişilerin istinabe yoluyla dinlenmesine karar veremez.
(4) İstinabe olunan mahkeme, büyükşehir belediye sınırları içerisinde ise, ilgililer kendi yargı çevresinde bulunmasa da büyükşehir belediye sınırları içerisinde yerine getirilmesi gereken istinabe evrakını geri çevirmeksizin gereğini yapar.
(5) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre tanık veya bilirkişinin aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır. Buna olanak verecek teknik donanımın kurulmasına ve kullanılmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikte gösterilir.";
5. "İfade ve sorgunun tarzı" kenar başlıklı 147 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde; "(1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur: ... h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.";
"Sanığın duruşmadan bağışık tutulması" kenar başlıklı 196 ncı maddesinde; "
(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
(4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.";
7. "Duruşma tutanağı" kenar başlıklı 219 uncu maddesinde; "
(1) Duruşma için tutanak tutulur. Tutanak, mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır. Duruşmada yapılan işlemlerin teknik araçlarla kayda alınması halinde, bu kayıtlar vakit geçirilmeksizin yazılı tutanağa dönüştürülerek mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.
(2) Mahkeme başkanının mazereti bulunursa tutanak, üyelerin en kıdemlisi tarafından imzalanır."