Polis Kimlere Kimlik Soramaz?

Polisler kimlere hangi durumlarda kimlik soramazlar? Merak edilen tüm ayrıntıları sizler için araştırdık, detayları yazdık.

Resim XDHMG3IwLZ
Google News

Durdurma ve kimlik sorabilmenin; özel kanunların öngörebileceği istisnalar haricinde durdurulan ve kimliği sorulanın sıfatı, örnek olarak avukat, hakim, belediye başkanı, cumhuriyet savcısı, memur ya da bir kamu görevini ifa etmekte olan kişi olup olmaması önem taşımamaktadır. Yine durdurma ve kimlik sormanın, 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlanmış olan otelde kalanların kimliklerinin kolluğa otel idaresi tarafından bildirilmesi ile de bir ilgisi bulunmamaktadır. Durdurma ve kimlik sorma prosedürünün; önleme araması, adli arama ile elkoyma ve gözaltına alma karar ya da yazılı emirleri ile de karıştırılmaması gerekmektedir. Durdurma ve kimlik sorma işlemi, PVSK m.4/A’da özel düzenlenmiştir. Bu işlemde önleyici kolluk fonksiyonunun esas alınmış olduğu, fakat PVSK m.4/A’nın (b) ve (c) bentlerinde adli maksada da yer verildiği görülür. Bu açıklamalarımız, Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu m.7 açısından da geçerli olmaktadır.

Konuyu, PVSK m.4/A’nın öngördüğü sıralamada ele aldığımız zaman;

1- Polis; kişileri ve araçları, yalnız bir suç ya da kabahatin işlenmesinin önüne geçmek ya da suç işlenmesinin ardından kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç ya da kabahatlerin faillerinin kimliklerini bulmak veya hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş kişileri tespit etmek ya da kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı olarak veya topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla durdurabilmektedir.

Polis; durdurduğu kişiye, durdurma nedeninin varlığını gösteren makul şüphe ile alakalı ayrıntılı açıklama yapmak zorunda mıdır?

Kanun koyucu polise bu biçimde bir zorunluluk yüklememiştir. Polisin; durdurmuş olduğu kişiye durdurma nedenini bildirmesi yeterli olsa bile, bunu sadece Kanunda sayılan soyut nedenlerden birisini söylemek suretiyle değil, bu nedenin somut olarak gerçekleştiğine dair birkaç açıklayıcı cümle ya da mümkünse belge göstererek açıklaması isabetli olmaktadır. Örneğin; yakalama emrine ya da zorla getirme kararına göre durdurulan kişilere neden bildirilirken, cumhuriyet savcısı emrinin, sulh ceza hakimliği ya da mahkeme kararının durdurulan kişiye gösterilmesi gerekmektedir. Çünkü durdurma ve kimlik sorma basit, yalnızca kimliğin gösterilip gidileceği bir prosedür olmayıp, tatbiki belli neden, şekil ve koşullara bağlanmış hürriyeti tahdidi kapsar.

Polisin, durdurmuş olduğu kişiye durdurma nedenini bildirmesi zorunludur. Polisin bu zorunluluğu yerine getirmesinin ardından, isterse durdurma nedenine ilişkin soru sorabilir kimliğini ya da bulundurulması gerekli öteki belgelerin ibraz edilmesini talep edebilir. Durdurma süresi ile durdurma nedeninin dayanağı olan işlemin bitirilmesi arasında orantı olmalı, somut olayın özelliklerine göre bunun için zorunlu görülmekte olan süre aşılmamalıdır. Durdurma nedeni ortadan kalktığı andan itibaren kişinin ya da aracın ayrılmasına izin verilmeli, yani durdurulduğu yerden uzaklaşması önlenmemelidir.

Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, kanun ya da polis devleti değildir. Anayasa ve kanunlar öngörülebilir olmalı, amacına ve koşullarına uygun tatbik olmalıdır. Meseleyi; “avukat da, hakim de, savcı da olursan polis sorduğunda sorgusuz sualsiz kimliğini göstereceksin” ya da “kolluğun kimlik sorması hepimizin iyiliği için, sorun çıkarmamak lazım” gibi alanlara çekip hukuk dışında tartışmak isabetli olmamaktadır. Unutulmaması gerekir ki; güvenlik önemlidir, ancak bir hukuk devletinde esas olan, hukukunun evrensel ilke ve esaslarına göre hareket edilmesi olmalıdır. Kural ve kaideler bulunmalı bunlar herkese ve her yerde yeknesak, doğru bir de yasa amacına göre uygulanmalı, keyfilikten ve kanunun amacı olmayan tatbikinden kaçınılmalıdır ki, kişi hürriyeti ve güvenliğiyle hukuk güvenliği haklarının temelini de bu anlayış oluşturmakta.

Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış.
<