Ankara Etnik Kökeni Ve Nüfus Dağılımı Detaylı İnceleme
Ankara içerisinde bulunan bir çok devlet kurumu, turistlik yerleri, iş imkânları gibi etkenlerle beraber devamlı bir göç durumu ve nüfus artışı oluyor.
Ülkemizin başkenti ve aynı zamanda en kalabalık ikinci şehri olan Ankara Türkiye’nin coğrafi konumuna göre merkezi konumda kalmasından kaynaklı olarak çok sık nüfus artışı olabilen bir kentdir. Ankara içerisinde bulunan bir çok devlet kurumu, turistlik yerleri, iş imkânları gibi etkenlerle beraber devamlı bir göç durumu söz konusu oluyor.
21. Yüzyılda artan nüfus artışından en çok etkilenen illerin başında Ankara olmuştur.
Ankara 2019 nüfusu, tahmini verilere göre hesaplandığında 5.584.043.
Anadolu bölgesinin en büyük şehri ve ülkenin nüfusu en yüksek ikinci şehri haline gelen Başkent Ankara, il sınırlarındaki nüfusun oldukça önemli bir yoğunluğu, metropoliten şehir olarak adlandırılabilecek çekirdek bölgede yaşamaktadır. Ankara ilinin nüfus gelişimi irdelendiğinde, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, ülke ortalamasının üzerinde bir nüfus artış hızı yakalandığı görülmektedir.
Ankara ilinin, 1927 - 1935 döneminde yıllık nüfus artış hızı ‰34.7 iken 1990 - 2000 döneminde yıllık nüfus artış hızı ‰21.4 olarak belirleme edilmiştir. 1927 -2000 döneminde Ankara ilinin nüfusu sürekli artış göstermiştir. Hızlı bir nüfus artışının gözlendiği 1927 - 1975 döneminde Ankara ilinin nüfusu aşağı yukarı 6 kat artış göstermektedir.
Ankara Türkiye’nin en büyük ikinci şehri olmasıyla birlikte farklı bölgelerden, farklı ülkelerden de gelen insanlar ile 2018’de yapılan araştırmalara göre 5.503.985 gibi bir nüfusa sahip olmuştur. Bu sayının %85’lik kısmını Türkler(Küçük bir kısmını balkan göçmenleri, kalan çoğunluk ise Ankara’nın yerlileri ve çevre kentlerden gelen insanlar kapsamaktadır.)%10’luk bir kısmı ise Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerinden gelen Kürt vatandaşlarımız kapsamaktadır. Geriye kalan %5’lik bölüm ise Arnavut, Çerkes, Pomak , Gürcü ve Laz vatandaşlardır.
Ankara Nüfus Alma Sebepleri
Ankara devamlı bir göç sirkülasyonu içerisinde olduğu için, göç eden vatandaşlar için eğitim, iş imkânları, konaklama gibi durumların daha sağlıklı olması açısından devlet tarafından daha iyi bir strateji geliştirilmesi gerekiyor. Her ne kadar Kalkınma Ajansı tarafından bu durum kontrol altından tutulmaya çalışılsa da Ankara’nın bazı bölgelerinde yaşanan problemler toplum açısından güzel karşılanmıyor.
İç Anadolu Bölgesi içindeki nüfus artış hızları irdelendiğinde ise, Ankara’nın nüfus artış hızının Türkiye ve İç Anadolu nüfus artış hızlarının üzerinde olduğu görülmektedir. Ancak Ankara, Đç Anadolu Bölgesinde, nüfus artış hızı bakımından Konya’dan sonra 2. sırada görülmektedir. 2000 yılı itibariyle kırsal alanı geniş Konya’nın gösterdiği nüfus artış hızına benzer bir çerçevenin Aksaray’da da gözlendiği anlaşılmaktadır. Buna karşın son dönemin bölge içinde yükselen şehirlerinden Kayseri ise, ülke ortalamasına yakın bir nüfus artış hızına sahiptir.
Ankara’nın 1985-2000 döneminde, ‰2 düzeyine oturan nüfus artışı, şehirsel nüfusun artışı ve doğum oranlarındaki azalma yanısıra, şehire gelen göç oranının da, 1985 öncesine göre azalıyor oluşu ile açıklanabilir. Ankara nüfusunun kır-şehir oranları Türkiye ortalaması ve iç Anadolu bölgesi ile kıyaslandığında; 2000 yılı itibariyle ülkenin %65 dolaylarında bir şehir nüfusuna ulaştığını, bu oranın bölgede %70 düzeyine yaklaştığını, bölgenin en şehirleşmiş merkezi olan Ankara’da ise, %90’a yaklaşıldığı belirleme edilmektedir.
Ankara Nüfus Oranı
Ülke içinde İstanbul’dan sonra en şehirleşmiş ilin Ankara olduğunu da gösteren bu oran, bunun yanı sıra Eskikent, Kırıkkale ve Kayseri’nin de bu ortalamanın üzerinde olduğunu, diğer bölge şehirlerinin ise, ülke şehirlerine oranının altında kaldığını göstermiştir. Bu durumda Ankara, bölgenin temel çekim nedenu şeklinde de ön plana çıkmaktadır.
Ankara’da şehir nüfusu olarak nitelenen nüfusun 2000 yılı itibariyle %90’a yaklaştığı görülmekle beraber, 2004 yılında yürürlüğe giren 5216 Sayılı Kanun’un genişleyen belediye sınırları içinde orman köyleri hariç köy tüzel kişiliklerini kaldırarak, belediye sınırı içine mahalle olarak bağlaması kararı ile, şehirleşme oranları, İstanbul ve Kocaeli’nde %100’e, Ankara’da da %93 düzeyine yaklaşmış şekilde görünmektedir. Ancak, bu Kanun’dan kaynaklı artış, gerçek bir şehirleşmeyi göstermemekte olup, belediye sınırı içinde kırsal nitelikli yerleşmeler oluşumunu birlikteinde getirmiştir.
ANKARA KENT NÜFUSUNUN GELİŞMESİ
2000 yılı nüfus sayımına göre Başkent Ankara’nın Belediye Sınırını oluşturan 8 ilçenin, il nüfusunun aşağı yukarı %83’ünü oluşturduğu görülmektedir. İl alanının aşağı yukarı 1/6 sını oluşturmuş olduğu bu alanda nüfusun %83’üne yakın bir bölümü yaşarken geri kalan alanda dağılmış nüfusun ilçe merkezleri dışında daha kırsal ve yarı kırsal nitelik taşıdığı ifade edilebilir.
Metropoliten şehir olarak tanımlanan bu çekirdekte yoğunlaşan şehirsel hizmetler ve nüfus, şehirsel nüfusun gelişiminin de bilhassa irdelenmesini gerekli hale getirmektedir. Ankara şehri nüfusu, Cumhuriyetin ilanından sonra ve Başşehir seçilmesiyle çok çabucak artmıştır. 1920’lerden 2000’e kadarki süreççte, ülkesel ölçekte merkezi karar ve kontrol fonksiyonlarını yüklenmesiyle kamu ve hizmet sektöründeki hızlı gelişmelerle şehrin nüfusu 100 kattan fazla artmış, toplumsal ve mekânsal yapı da, bu fonksiyonler ve nüfus artışına koşut hızla değişmiştir.
1923 yılında Ankara aşağı yukarı 30.000 kişinin yaşadığı ufak bir Orta Anadolu şehriyken 1927’de nüfusu 74.553’e, 1990’da 2.584.594’e, 2000 DİE nüfus sayımı sonuçlarına göre 3.356.877’ye yükselmiştir. 2004 yılında yürürlüğe giren 5216 sayılı Kanun ile belediye sınırlarının genişlemesi ile 2000 yılı verilerine göre yeni belediye sınırı içinde 3.593.473 kişi yaşamaktadır
Nüfus gelişimi açısından incelendiğinde Başkentin büyüme süreci 4 dönem olarak incelenebilir.
1927-1950 Dönemi: Bu dönemde Türkiye’de şehirleşme hızı genel nüfus artış hızının biraz üstündedir. Oysa Ankara yeni Başşehir olmasının getirdiği ivme ile Türkiye’deki şehirleşme hızının iki katından fazla bir hızla büyümektedir.
1950-1975 Dönemi: Bu dönemin temel farkı, Türkiye’nin hem nüfus artış hızının artması, hem de şehirleşme hızının bütün Türkiye’de bir önceki dönemin Ankara’sının büyüme hızına yükselmiş olduğundan kaynaklanmaktadır. Bu dönemde Ankara, Türkiye’nin şehirleşme hızı ortalamasının üstünde kalan bir büyümeyi sürdürebilmiştir.
1975-1990 Dönemi: Bu dönemde, Türkiye şehirsel nüfusu (10,000 üstü yerleşmeler) artış hızı ve Ankara nüfus artış hızlarında belirgin bir düşüş gözlenmektedir. 1975’den bugüne şehire kırdan ve diğer illerden gelen göçte gözlenen düşüşün yanı sıra doğal nüfus artış oranlarında da bir azalma vardır. Yine bu dönemde Ankara nüfus artış hızının Türkiye şehirsel büyüme hızının altına düştüğü görülmektedir.
1990-2000 Dönemi: Bu dönemde, yıllık nüfus artış hızı aşağı yukarı binde 21 olup Büyükkent sınırları içindeki alanda yıllık nüfus artış hızı ile yakındır. Ülke nüfus artış hızı ve şehirsel yerler nüfus artış hızının 1990 öncesindeki ivmesini yitirdiği bu dönemde Ankara, mevcut nüfus artışını güvenliğini sağlamakla beraber, ülke içinde nüfusu en hızlı artan 1. veya 2. odak olarak sürdürdüğü gelişiminden uzaklaşarak bir doygunluğa ulaşmıştır. 1990’lı yıllara kadar metropoliten şehir odaklı yoğunlaşan nüfus, metropoliten şehrin çeperindeki ilçe ve beldelere sıçramış ve şehrin desantralizasyon stratejisine koşut bir nüfus yayılması da başlamış görünmektedir.
Ankara ili nüfusu 1927-1950 döneminde Türkiye'deki şehirleşme hızının aşağı yukarı 1.5 katı bir hızla büyümüştür. 1927-1975 döneminde sürekli bir büyüme gösteren Ankara'nın nüfusu, 1975'den sonra düşme eğilimine girmiştir. 1985-1990 döneminde ise, Kırıkkale’nin de ayrılmasıyla Ankara İli nüfus artış hızı düşerek -4.28 olmuştur. Buna paralel olarak şehirli nüfus artış hızı da 7.11 olmuştur.
Türkiye’nin nüfus artışı içerisinde (sayısal artan nüfus) Ankara şehrinin payı 1927-1975 döneminde genellikle derli toplu bir artış göstererek % 9.8’e ulaşmıştır. 1975-1980 yıllarında, ülkemizde yaşanmış olan siyasi ve ekonomik krizin etkisiyle de büyük şehirlere olan göçün ve şehirleşme oranının göreli düşüşüyle beraber, Ankara şehri nüfus artışının ülke nüfus artışına oranı yarı yarıya düşmüştür. Ancak, 1980-1990 döneminde yeniden artma eğilimine girmiş, % 6.02’ye ulaşmıştır. Bu eğilimin 1990-2000 döneminde de ufak bir artışla bir önceki dönem özelliklerine benzer bir seyir taşıdığı ifade edilebilir.
GÖÇ Kentsel gelişme sürecinde şehrin nüfus yapısının oluşumunda göç oldukça önemli bir neden olarak ortaya çıkmaktadır. Ankara'nın Cumhuriyetin Başşehri olması, ülke ve ulaşım ağlarının kesişme noktasında bulunması, bütün bölgelerle direkt ulaşımının sağlanması, altyapı ve sosyal donatı alanlarının göç edilen diğer illere oranla daha yüksek olması göç alma nedenlerinin en temel faktörlerindendir.
Bölgelerin net göç oranları dikkate alındığında, Marmara Bölgesi ve bilhassa İstanbul’un, ülke içi nüfus hareketleri için çok büyük bir çekim noktası oluşturduğu görülmektedir. Bunu Ege ve Akdeniz Bölgeleri izlemektedir. Bu, kıyı sallaşma şeklinde açıklanabilecek kıyı bölgelerine doğru yoğunlaşan bir hareketlenmeyi işaret etmektedir. Nüfus alan bu 3 bölge dışındaki bölgeler içinde net göç oranı eksi olmakla beraber Ankara, görece kıyı bölgelerine yakındır.
İç Anadolu Bölgesi genel yapı itibariyle göç veren bir bölgedir, Fakat Ankara, bölge içinde göç alan önemli bir odak olması yanı sıra, bölgedeki illerden de ciddi anlamda göç almaktadır. Ankara, iç Anadolu bölgesinin en önemli nüfus odağı olarak, bölgenin göç dinamikliğinin 188 aşağı yukarı yarısına sahip görünmektedir.
Aldığı göç, yıllar itibariyle hep verdiği göçten daha çok olan Ankara, bu yoğun dinamikliğini son 20 yılda önceki dönemlere göre daha durağan bir döneme bıraksa da, 2000 yılı itibariyle, halen bölgenin en önemli göç dinamikliği yaşanan merkezi ve net göç oranı en çok olan merkezidir. Bölgede, Ankara’dan diğer, aldığı göç verdiğinden çok olan tek il, Eskikent’dir. Diğer illerden Konya ve Kayseri’de de önemli dinamiklikler görülmekle beraber, verilen göçün, alınandan daha çok olduğu görülmektedir.
İç Anadolu bölgesinin temel nüfus çekim merkezi olan Ankara ise, 1990 yılı itibariyle 326,301 kişi göç almış, 256,790 kişi ise göç vermiştir. Kentin aldığı ve verdiği göç 1990-2000 yılları arasındaki dönemde hareketlenmiş görünmektedir. Net göç oranı açısından bakıldığında, bölgenin tamamiyle dışa göç veren yapısını dengeleyen merkezin Ankara olduğu görülmektedir. 1930’lu yıllarda şehir nüfusunun artışında doğal artışın payı %15 düzeyindeyken, artışın %85’i net göç sebebiyledir. 1975 yılına kadar göç önemini korumuştur.
Bu yıllarda aşağı yukarı olarak doğal artış Ankara şehrinin nüfus artışının %30’unu, net göç %70’ini karşılıyordu. Net göç hareketinin büyük bir bölümünü 35 yaş oluşturmakta olup, bu yaştan sonra net göçün önemi azalmaktadır. Bu azalma erkeklerde daha belirgindir. 35 yaş sonrasındaki göçler kadınlarda göreli olarak yüksektir. 189 15 yaşından ufak nüfusun toplam göçlerdeki payı yıllar itibariyle sürekli bir artış göstermiştir. Bu, Ankara’ya olan göçlerde aileler durumunda göçün öneminin artmasıyla açıklanabilir.
Erkek nüfusun göçleri 15-24 yaş grubunda büyük bir yığılma göstermiştir. Bu yığılmanın önemi de zamanla azalmaktadır. Bu yaş grubunda yığılmanın değişik nedenleri vardır. Bunlar; üniversite eğitimi için gelenler, askerlik için gelenler, iş aramak ve mevsimlik işler için gelenleri kapsamaktadır. Ankara’da işleri tamamlanınca geldikleri yerlere döndüklerinden 25-29 yaş grubunda erkeklerin göç miktarı büyük bir eksi değer olarak almaktadır.
Kadın nüfusunda da net göçte yığılma 15-24 yaş grubundadır. Ama bunu izleyen 25-29 yaş grubunda, erkeklerde olduğu gibi büyük bir negatif bir değer yoktur. Bu, 15-24 yaş grubu kadın net göçü içinde evlenme nedenli göçlerin okuma nedenli göçlere göre çok daha önemli olması yüzündendir.
Ankara’nın aldığı ve verdiği göçlerde en büyük faktör büyük kent olmasının nedenidir. 2011 yılında yapılan Nüfus ve Konut Araştırması Hane Halkı özellikleri, işgücü, istihdam, İşsizlik , Göç, Engellilik gibi bilgileri ülke çapına sunmuştur. Bu çalışmalara göre göç vermelere neden olan bazı başlıca etkenleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz.
- Hanedeki fertlerden birine bağımlı göç
- Eğitim
- İş aramak/bulmak
- Tayin
- İş değişikliği
- Evlilik/Boşanma
- Sağlık
- Diğer
2014 verilerine göre Ankara’nın toplamda en fazla göç verdiği 10 ili şöyle sıralayabiliriz;
- İstanbul 77095
- İzmir 34602
- Çankırı 32651
- Antalya 28257
- Kırıkkale 26330
- Konya 24995
- Yozgat 19740
- Eskişehir18416
- Bursa 15456
- Çorum 14920
Kaynak: TÜİK
Ankara’ya Göç Türkiye’nin başkenti olması sebebiyle gerek küresel ölçekte ve gerekse ülke ölçeğinde ekonomi, siyasi, sosyal ve jeopolitik öneme sahip bir merkezdir. Bu nedenle, il önemli bir göç merkezi konumundadır. Ankara’nın aldığı yüksek nitelikli, genç ve hareketli göçte aşağıdaki etkenler önemli rol oynamaktadır :
İlin yükseköğrenim kurumları, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, yüksek teknoloji alanlarını da içine alan birden fazla araştırma merkezleri
- Ekonomik çeşitlilik
- İstihdam imkânı yüksek sektörlerin varlığı
- İleri teknoloji yatırımı çekme konusu ile ilgiliki yüksek potansiyel
- Mevcut, yapımı devam eden ve planlanan Ankara merkezli ya da Ankara bağlantılı karayolu ve demiryolu projeleri
- Zengin beşeri sermayesi, girişimcilik ve yenilikçilik ekosistemi
- Zengin kültür, sanat ve tarihi varlıkları
2014 verilerine göre Ankara’nın toplamda en fazla göç aldığı 10 ili şöyle sıralayabiliriz;
İstanbul ( 79252 Kişi ) Yozgat ( 43642 Kişi ) Kırıkkale ( 42385 Kişi ) Çorum ( 36551 Kişi ) İzmir ( 33640 Kişi ) Çankırı ( 31612 Kişi ) Konya ( 31412 Kişi ) Antalya ( 24350 Kişi ) Bursa ( 18967 Kişi ) Mersin ( 18127 Kişi )
2019 yılında Ankara’nın kentlerinde nüfus dağılımını da şöyle gösterebiliriz:
- Çankaya ( 920.890 )
- Keçiören ( 909.787 )
- Yenimahalle ( 663.580 )
- Mamak ( 647.252 )
- Etimesgut ( 570.727 )
- Sincan ( 518.893 )
- Altındağ ( 370.024 )
- Pursaklar ( 143.055 )
- Gölbaşı ( 134.378 )
- Polatlı ( 122.287 )
- Çubuk ( 89.046 )
- Kahramankazan ( 53.522 )
- Beypazarı ( 48.274 )
- Haymana ( 45.931 )
- Elmadağ ( 45.349 )
- Akyurt ( 34.588 )
- Şereflikoçhisar ( 34.202 )
- Bala ( 33.644 )
- Kızılcahamam ( 32.647 )
- Nallıhan ( 28.091 )
- Ayaş ( 15.540 )
- Çamlıdere ( 15.148 )
- Kalecik ( 13.450 )
- Güdül ( 10.074 )
- Evren (3.606 )
Ankara Nüfus Yoğunluğu
Yüzölçümü 25.437 km2 olan Ankara ilinde kilometrekareye 216 insan düşmektedir. Ankara nüfus yoğunluğu 216/km2'dir.
Ankara Nüfusu 2019
Ankara 2019 nüfusu, tahmini verilere göre hesaplandığında 5.584.043.
Bu nüfus verisi, eski yıllarındaki nüfus artış hızları baz alınarak tahmini olarak hesaplanmıştır. Ankara 2019 resmi olacak nüfus bilgilerinin detayları 2020 yılının başında açıklanacaktır.