Beyin Metastazı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Vücudun diğer kısımlarından ya da işlevsel bölgelerinden beyine sıçrayan tümörler de bu veriler ile aynı orana sahip olmaktadır. Son dönemlerde elde edilen bilgilere göre metastatik tümörlerde artış olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun değişik nedenleri bulunur.
Kötü huylu beyin tümörleri çevre dokuları harap eden ve artması tekrar edici olan hücreler topluluğundan oluşuyor. Bazıları beyinin oluşturmuş olduğu hücrelerinden kaynaklanırken, bazıları ise vücudun diğer yerlerinden beyine yayılarak ortaya çıkmaktadır. Başka organlardaki kanser hücrelerinden, söz gelimi akciğer, meme, rahim, mide, karaciğer vb. Tümör hücreleri beyne ulaşarak hastalığa davetiye çıkardığı zaman bu hastalığa tıp dilinde metastaz denmektedir. Tümörler beynin kendi hücrelerinden oluşursa primer beyin tümörleri adı verilmekte.
Vücudun diğer kısımlarında gelişen tümörler ise beyne sıçrayarak (metastaz) tümöre yol açtıklarında metastatik beyin tümörlerinden söz edilmektedir. Kötü huylu ya da beynin kendisinde kaynaklanan hücrelerinden beyin tümörleri, vücudun diğer kısımlarına yayılmamakla birlikte, beynin ya da omuriliğin uzak bölümlerine kadar da yayılabilmektedir.
Tümör hücreleri gözle görülemeyecek şekilde ve beyin hücre liflerinin tamamına yayıldıkları için bütünü ile yerinden alınmaları genellikle ve çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Hem hücrelerin kendi aralarında yayılması hem de beyin omurilik sıvısı aracılığı ile vücuda yayılmaları sinir sisteminin değişik bölgelerinde bazı sorunlara neden olabilmektedir.
Beyin tümörlerinin gelişme sebebi bilinmiyor. Çevresel nedenler, kalıtsal özellikler ve viral sebepler ile diğer olasılıkların tamamı derin bir şekilde araştırılıyor. Büyük kitle topluluklarında yapılan araştırmalar ve incelemelerde, birincil beyin tümörlerinin her yıl, her yüz bin fertten dokuzunda geliştiği ortaya konulmuştur.
Vücudun diğer kısımlarından ya da işlevsel bölgelerinden beyine sıçrayan tümörler de bu veriler ile aynı orana sahip olmaktadır. Son dönemlerde elde edilen bilgilere göre metastatik tümörlerde artış olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun değişik nedenleri bulunur. En önemli etkenler ise; kanser hastalarının yaşadığı sürelerinin uzaması ve ileri düzeyde görüntüleme yöntemleri aracılığı ile tümörlerin saptanmasıdır.
Beyin Metastazı Belirtileri Nelerdir?
Kanser ile ilgili belirti ve bulgular genelde tümörün gelmiş olduğu boyut ve beynin etkilenen bölgesine bağlı olarak gelişmektedir. Tümör olağan hızı ile büyümeye devam ederken beynin başka kısımlarını da etkileyerek bazen yeni belirti ve bulguların ortaya çıkmasına da yol açabilmektedir. Belirti ve bulgular bazen o kadar yavaş gelişir ki, tümörün büyümesi ile tanı konması arasından uzun bir zaman geçebiliyor. Beyin içinde bir tümör oluştuğunda ya da geliştiğinde kafatası boyutunda bir değişiklik olamayacağı için, tümör beyne baskı yaparak beyin içerisinde büyümeye devam etmektedir.
Kafa içi basıncının artış göstermesi sebebiyle çok şiddetli baş ağrıları ortaya çıkıyor. Hasta genellikle sabahları baş ağrısı ile uyanır ve ağrı gün içerisinde azalır. En sık görülen belirtilerden biri ise kusmadır. Hasta kişi sabah uyandığında kusmaya başlar ardından durgunluk ve uyuşukluk hali oluşur.
Yapılan hareketler arasındaki uyum bozulur. Değişik şekillerde sara nöbetleri ortaya çıkabilir. Bunların yanında, tümörün bulunduğu kısma göre görme bozuklukları, kulakta çınlama ya da ileri derecede sağırlık, koku duyusunun yavaş yavaş kaybolması, konuşma yetisinde bozukluk meydana gelmesi, kollarda ve bacaklarda güç kaybı gibi pek çok belirtiler de gelişebilmektedir.
Sizler de bu belirtilerden biri ya da birkaçı bir arada bulunuyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvuru yapmanızda fayda vardır. Bu hastalık ilerleyen dönemlerde daha büyük ve ciddi sorunlarla tekrarda hayatınızda girebilir. Millet olarak genelce en iyi ve sağlam tedbirleri en başta almalıyız.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Birincil beyin tümörleri her yaşta görülebilme olasılığı taşırken, metastatik beyin tümörleri ise daha fazla yetişkin kişilerde ortaya çıkmaktadır. Birincil beyin tümörleri, 15 yaşına dek gelen çocuklarda, kanser bazlı ölümlerin ikinci en sık nedenini oluşturmaktadır.
Özellikle çocuklarda, ilk 10 yaş içinde bu tümörlere oldukça fazla ve sık bir şekilde karşılaşılmaktadır. Bunun yanı sıra 15-34 yaş arası yetişkin olan kişilerde kanser kaynaklı ölümlerin ikinci en sık sebebi olarak da bizlerin karşısına çıkmaktadır. Birincil beyin tümörleri, 35 ile 54 yaş arasında ki kişilerde kanser kaynaklı ölümlerin üçüncü en sık sebebidir.
Beyin tümörlerinin kesin oluşum sebebi bilinmiyor. Ancak, bazı kimyasallar, virüsler ve kromozom değişiklikleri gibi etkenlerden bu durumu tetikleyen durumlar olarak gösterilmektedir. Sizler de bu alanlarda faaliyet gösteriyorsanız daha dikkatli olmanız gerekmektedir
Beyin Metastazı Nasıl Tedavi Ediliyor?
Tanıya yönelik değişik incelemeler sonrasında bir veya daha çok tedavi yöntemi gündeme gelebiliyor. Beyin tümörlerinde belli başlı tedavi yöntemleri vardır. Bunlar; cerrahi girişim, kemoterapi ve ışın tedavisidir. Saymış olduğumuz tedavi yöntemlerinden herhangi biri tek başına veya bir arada uygulanabiliyor.
Cerrahi Girişim: Beyin tümörlerinde ilk olarak tercih edilen ve en etkili tedavi olmaktadır. Bu yöntem cerrahi branşının, tümörü çıkartması ile gerçekleşir. Bugünler de ise değişen teknolojik aletler sayesinde tümör cerrahisi çok büyük oranda ilerlemeler kat etmiştir. Ameliyat mikroskobu sayesinde en derin ve hassas noktalarda yer alan tümörleri çıkartmak bile mümkündür.
Buna ek olarak Nöronavigasyon cihazı sayesinde de özellikle derin yerleşimli ve küçük tümörleri çıkartmak artık daha kolay ve risksiz bir şekilde yapılmaktadır. Navigasyon cihazının bilgisayarına yüklenen üç boyutlu hasta görüntüleri yardımı ile normal beyin dokusuna en az hasar verilerek ve daha küçük kesiler kullanılıyor. Böylece daha önceleri ulaşılamaz denilen birçok tümörün çıkartılması olanaklı hale gelmiştir.
İyi huylu olan bir tümörde yapılan ameliyatlarla, tümör tamamen bulunan yerden alınmakta ve hasta olan kişi tekrardan sağlığına ulaşmaktadır. Kötü huylu olan beyin tümörleri ise komşu dokulara yayılırlar. Bundan dolayı sınırları net olarak ayırt edilemiyor. Kötü huylu olması ya da yerleştiği bölge sebebiyle kimi zaman tümörlerin tamamı çıkartılmamakta, bir bölümü yerinde bırakılmaktadır. Bu sayede tümörün tamamen ya da önemli boyutta olan kısmının çıkartılması, hem hastanın ağrı ve benzeri semptomlarını azaltacak hem de kafatası içerisinde olan basınç düşürülmektedir.
Bunun yanı sıra, geride kalan küçük tümör parçalarının diğer tedavi yöntemlerine çok daha iyi yanıt ve olumlu karşılıklar verir hale gelmektedir. Bununla beraber ameliyat sırasında doku tanısı alınarak hastalığa kesin tanı konulmasını ve tedavi sürecinin de kesinleştirmesi olanak sağlanmaktadır. Cerrahi operasyonlarla tümörün büyük bölümünün alınması ya da çıkarılması, hastanın yaşam kalitesini be süresini uzatıcı etkide bulunmaktadır.
Çıkartılan kitlenin patoloji uzmanları tarafından değişik boyama yöntemleri ile mikroskop altında incelenir ve hücre tipi net olarak belirleniyor.
Işın tedavisi: Tümör hücrelerinin çoğunluğu ışın tedavisine daha eğimli ve tutarlıdır. Işın tedavisi tümör hücrelerinin normal dokulara hiç veya çok az zarar verecek şekilde öldürülmesi esasına dayanıyor ve uygulamada alışılmış ışın tedavisi, tümör içi ışın tedavisi gibi çeşitli yöntemler kullanılıyor.
Bu yöntemlerin kendilerine göre aralarında pek çok avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.
Kemoterapi: Tümör hücrelerini öldürme özelliğini taşıyor ilaçlar kullanılarak uygulanmakta olan tedavi yöntemi. Kemoterapi cerrahi tedavi ya da ışın tedavisi öncesinde ve sonrasında uygulanabiliyor. Hangi ilaçların, birlikte ve nasıl kullanılacakları tümör tipine ve şekline göre değişiklik göstermektedir.
Doktorunuz sizlere bu aşamada daha kapsamlı bir şekilde açıklama yapacaktır. Bu esnada onkolog ve beyin cerrahları işbirliği oldukça büyük önem taşımaktadır. Hayatımıza başarılı bir şekilde devam etmek için gerekli olan beynimiz, göremesek bile korumamız gereken en önemli organımızdır.
Sizlerin ya da rastgele bir kişinin başından geçmiş olan bu tür olaylara karşı da oldukça tutumlu ve tedbirli olmak gerekmektedir. Ülkemizde de bu konu ve hastalıkta, oldukça iyi ve yetenekli doktorlarımız bulunmaktadır. Şüphesiz kendinizi Türk hekimlerine teslim edebilirsiniz.