Göbeklitepe’nin Sırrı Ne?
Göbeklitepe, Şanlıurfa il merkezinin 18 km kuzeydoğusunda konumlanır. Örencik köyü yakınlarında bulunan dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu olarak tarihe geçmiştir.
2 Şubat 2022 Çarşamba 20:10
Yapıların ortak özelliği; T şeklindeki 10-12 dikilitaşın yuvarlak olarak dizilmiş ve aralarının da taş duvarla örülmüş olmasıdır. Göbeklitepe bünyesinde pek çok sembol ve motif işlenmiş olup bunların öykü, anlatım veya mesaj olabileceği düşünülmektedir. Göbeklitepe bir yerleşim yeri olarak değil de kült merkezi olarak tanımlanmaktadır. Burada bulunan kült yapıların, tarım ve hayvancılığa yakın son avcı gruplarınca oluşturulduğu düşünülmektedir.
Göbeklitepe, çevrede oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış inanç sistemine sahip avcı-toplayıcı gruplar bakımından mühim bir kült merkezidir. Buradan yola çıkılarak, kalıntıların en azından 11.600 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilmektedir. Göbeklitepe’nin bir kült merkezi olarak kullanımına Milattan Önce (MÖ) 8. yüzyıla kadar devam edildiği, bu tarihten sonrasında terk edildiği ve benzer amaçlarla bir daha kullanılmadığı yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır.
UNESCO tarafından 2011’de Dünya Mirası geçici listesine giren Göbeklitepe, 2018’de kalıcı listeye girmeyi başarmıştır. Buradaki kazılarda çıkartılan bazı taşlar ve heykeller, Şanlıurfa Müzesi’nde sergilenmektedir. Popüler kaynaklarda bölge, "Tarihin sıfır noktası" nitelendirmesiyle de anılmaktadır.
Göbeklitepe’deki Eserlerin Anlamı Nedir?
bulunan dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanır. Bilhassa D yapısı merkez dikilitaşlarının gövdesinde konumlanan insan el ve kol motifleri, bu husustaki her türlü şüpheyi ortadan kaldırır cinstendir. Dolayısıyla dikilitaş kavramı, fonksiyon bildirmeyen yardımcı bir kavram olarak kullanılır. Dikilitaşlar, insan vücudunu üç boyutlu olarak tasvir eden stilize tarzda yontulardır. Göbeklitepe’de bulunanlara yönelik arkeologlar tarafından yapılan yorumlar şöylelikle sıralanabilir:
- İnsan Heykeli
Dikilitaşın üzerinde bazı arkeologlara göre insan kolu tasvir edilirken bazılarına göre de orada töreni icra eden din adamının atkısını tasvir eden şekiller vardır. Kollar dikilitaşın baş kısmının bitiminde başlarken gövdeyi dolanarak ön tarafta birleşmektedir.
Ön tarafta görünmekte olan şekiller ise kimilerine göre el kimilerine göre de püskülleri betimlemektedir. Ancak bu şekil, tüm dikilitaşlarda mevcut değildir.
- Yılan ve Koç Motifleri
Dikilitaşlar üzerinde yılan, yılan ağı ve koç motifleri birlikte kullanılmıştır. Dikilitaşın üst kısmındaki ağın, bir yılan ağına veya yılan örgüsüne ait olduğu tahmin edilmektedir. Altında konumlanan hayvan ise büyük olasılıkla bir koçtur. Koç motifiyle kastedilmek istenenin, MÖ 2000 yılındaki Hitit yazılı kaynaklarında yer alan her şeyin suçlusu (günah keçisi) olabileceği düşünülmektedir.
Dikilitaştaki motiflerden yılan ağının kötülük, koçun ise her şeyin suçlusu anlamında bir dini tören tasviri ihtimali üzerinde durulur.
- Erkek
Şu ana kadar ortaya çıkarılan 43 adet dikilitaştaki şekiller tamamıyla erkektir. Kadın ya da dişi olan bir figür yoktur. Bu durum da Göbeklitepe’nin bir yerleşim yeri değil de kült merkezi olma ihtimalini güçlendirmektedir.
- Turna
Göbeklitepe’de bulunan dikkat çekici figürlerden biri de turnadır. Turna, su kuşu olup Fırat-Dicle vadisinde sıklıkla rastlanır. Antik Dönem’deki bereket tanrıçası olan Demeter’in kutsal hayvanıdır ve ortaya çıkışı, yeşerme ve tohum atma zamanı olduğunu gösterir. Turna figürü dikkatli incelendiğinde kuşun bacaklarının anatomik olarak imkansız ve garip bir biçimde bükülmüş olduğu gözlemlenir. Bu da turna kıyafeti giymiş dans eden insanı (şaman) temsil edebileceğine işarettir. Turnalar, tek eşli yaşayıp birlikte dans ederek avına yaklaşır. Buradan hareketle, tek eşli yaşamın Göbeklitepe’de başlamış olabileceğine dair bazı arkeologlarda kanaat oluşmuştur.
Göbeklitepe’ye ait daha birçok figür ve motif mevcut olup bunlara yönelik çıkarımların hepsine birden burada değinmek zordur.