Proton Terapi: Proton Terapisinin Mantığı Nedir?
Radyoterapi kanserli hücrelerin öldürülmesi için radyasyon üreterek hücrelerin genetik yapısını bozmak üzerine kurulmuş bir yöntemdir.
17 Eylül 2024 Salı 13:00
Proton terapi ya da diğer bilinen adıyla proton tedavisi dünya çapında giderek popüler hale gelmektedir. Klasik radyoterapiden önemli bir fark ile ayrılan proton tedavisinde ana hedef kanserli hücreler yok edilirken sağlıklı hücrelerin minimum zararı görmesini sağlamaktır.
Bu hedefini kanserli hücrelere daha yüksek hassasiyet ile odaklanarak gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Her ne kadar son derece mantıklı görünse de terapi ile ilgili pek çok yöntem henüz deneysel aşamadadır ve bilimsel kanıtlar henüz yetersizdir. Bu nedenle tartışmalı bir durumdadır.
Proton Terapisinin Mantığı Nedir?
Radyoterapi kanserli hücrelerin öldürülmesi için radyasyon üreterek hücrelerin genetik yapısını bozmak üzerine kurulmuş bir yöntemdir. Elbette radyoterapi bölgedeki kanserli hücreleri öldürürken sağlıklı hücrelerin de bir kısmını öldürmektedir.
Radyoterapinin iki türü vardır ve bunlar eksternal (doku dışından) ve internal (doku içinden) olarak isimlendirilmektedir. Proton tedavisi de eksternal radyoterapi yöntemlerinde biridir. Bu yöntemler:
- Yoğunluk Ayarlı IMRT
- Proton Terapisi
- Konvansiyonel Işın Tedavisi
olarak ayrılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında proton terapisi eksternal radyoterapi yöntemlerinden biridir.
Proton Tedavi Amacıyla Nasıl Kullanılır?
Proton atomun çekirdeğini oluşturan temel birimlerdendir. Bu protonlar atom altı teknolojileri ile aktif hale getirilerek radyasyon yaymaları sağlanmaktadır. Yayılan radyasyon klasik radyoterapi yöntemlerinde olduğu gibi kanserli hücrelerin öldürülmesi için kullanılmaktadır.
Radyasyon ile kanserli hücrelerin öldürülmesi sırasında ne yazık ki sağlıklı pek çok hücre de ölmekte ya da çok olumsuz etkilenmektedir. Durum böyle olunca da hastanın tedavi süreci çok zor ve riskli geçmektedir. Uzun süredir bilim adamlarının kanser tedavisindeki amaçlarından biri sağlıklı hücreleri minimum miktarda öldürmektedir.
Proton terapisi tam olarak bu noktada devreye girmektedir. Tedavinin kullanılmak istenmesinin ve önerilmesinin en büyük sebebi radyasyonun miktarının ve hedefinin yüksek hassasiyet ile ayarlanabilmesidir. Klasik radyoterapi metotlarından farklı olarak bu özelliği sayesinde sağlıklı hücrelerin minimum zararı görmesini sağlamaktadır.
Proton Terapisi Hangi Durumlarda Avantajlı?
Proton terapisinin yararlı olduğu durumlar çeşitlilik göstermektedir. Öncelikle bu terapi tüm kanser türleri için faydaları kanıtlanmış bir terapi değildir. Genellikle nadir görülen tümör tiplerinde avantajlı olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle çocuklarda görülen kanserlerin tedavi edilmesinde büyük avantajları vardır.
Nasir görülen ve riskli bölgelerde oluşan tümörlerde radyasyon miktarı ve hedefi çok önemlidir. Bu bölgeler özellikle beyin gibi sağlıklı hücrelerin ölmemesi gereken bölgelerdir. Burada radyasyonun geniş bir etki yaratması beyin hücrelerinin ölmesine ve kişinin son derece büyük bir sıkıntıya girmesine sebep olacaktır. Bu nedenle proton tedavisinin sağlıklı hücreleri koruyabilme yeteneği bu gibi durumlarda büyük avantaj sağlamaktadır.
Bunun dışında proton terapisinin erken teşhis edilmiş akciğer kanserlerinde de avantajlı olduğu kanıtlansa da diğer kanser türlerinde ve evrelerinde klasik radyoterapiden avantajlı noktaları henüz kanıtlanmamıştır.
Proton Terapisi Sağlıklı Hücreyi Nasıl Korur?
Işın tedavilerinde en önemli husus radyasyonun yani ışının tümöre odaklanma hassasiyetidir. Radyoterapi sayesinde hücreleri öldürmeye yetecek kadar radyasyon üretmek mümkündür ancak bunları istenen hassasiyette birebir uygulamak mümkün değildir. Proton terapisinde ise bu radyasyonun tam olarak ulaşması istenen hücreler belirlenebilir.
Protonlar hücreye girdikten sonra ilk başta az bir enerji salınımı yapsa bu enerji salınımı kısa sürede artar ancak bir anda sıfıra iner. Bu şekilde bir anda enerjinin sıfırlanabilir olması protonların hücrelerdeki yıkıcılık miktarını ayarlamak için büyük bir avantaj sağlar.
Buna ek olarak enerjinin bu şekilde sıfırlanması sayesinde protonların çok hassas hedefler almaları da mümkün olmaktadır. Bu sayede sağlıklı hücre protonların hassaslık yeteneği sayesinde korunmuş ve öldürülmemiş olur.
Foton ile Proton Arasında Ne Fark Var?
Kanserli hücrelerin tedavisinde ışın yani foton kullanıldığında bu durum farklı bir enerji diyagramını ortaya çıkarmaktadır. Fotonların enerji salınımı ilk aşamalarda yüksek seviyelerden başlar ve artmaya devam eder. Hücre içine yüksek enerji ile girmesi iyidir ve bu durum kanserli hücrenin öldürülmesini sağlar. Ancak fotonların enerjileri bir anda sönümlenmez. Bu şekilde enerjisini azaltarak devam eden fotonlar kanserli hücreleri öldürdükten sonra enerjisini bitirene kadar sağlıklı hücreleri de öldürmeye devam ederler.
Protonlarda ise durum tam tersidir. Proton hücreye girdiğinde düşük enerji ile başlar ve sonra enerjisini hızlı yükseltir. Enerjinin tavan yaptığı noktadan bir anda sıfıra düşen enerjisi sayesinde protonun ilerlemesi kolayca durdurulabilir. Enerji kolayca sıfırlanabildiği için sağlıklı hücrelerin ölmesi gibi bir durum söz konusu olmaz.
Proton Terapisi En çok Hangi Kanserlerde Kullanılır?
Proton terapisi foton yani klasik radyoterapi ile kıyaslandığında arada ciddi bir fark vardır. Bu fark özellikle beyin tümörlerinde büyük önem arz etmektedir. Beyin tümörlerinin yok edilmesinde fotonların kullanılması durumunda tüm beyin hücreleri bundan etkilenir. Bazı bölgeler az radyasyon alırken bazıları yüksek seviyede radyasyon almaktadır. Radyasyonun etkisi ile beyin hücrelerinin ölmesi ya da kalıcı hasar oluşması en az istenen durumdur.
Proton tedavisinde ise tümörlü bölgenin fotonda olduğu gibi çok yüksek seviyede radyasyon alması ancak hemen etrafındaki sağlıklı bölgenin çok az radyasyon alması mümkündür. Buna ek olarak beynin geri kalan bölümleri tedavi sırasında hiç radyasyona maruz kalmaz.
Proton Terapisinin Yan Etkileri Var Mı?
Pek çok tedavi yönteminde olduğu gibi bunda da yan etkiler tabi ki görülebilir. Ancak bu tedavi yöntemi yan etkileri olan riskli bir tedaviden ziyade klasik radyoterapinin olumsuz yönlerini azaltan bir yöntem olarak görülmektedir. Bu durumu tartışan bilim adamları olsa da özellikle beyin tümörlerinde bu yöntem sayesinde sağlıklı hücrelerin daha az zarar gördüğü kanıtlanmıştır.
Sadece tek başına bu durum bile proton tedavisinin zararlarının klasik yöntemlerden daha az olduğunu söylemek için yeterlidir. Klasik radyoterapide verilen fazladan zararlı radyasyon olmadığı için proton terapisinden sonra kişinin klasik yöntemlerde gördüğü yan etkilerin daha azalarak görülmesi beklenen bir durumdur. Tedaviden sonra yorgunluk, saç kaybı ve kızarıklık gibi yan etkiler oluşabilir. Bu yan etkiler radyasyon kullanılarak yapılan tedavilerin hepsinde görülmektedir.
Türkiye’de Proton Terapisi Uygulanıyor Mu?
Türkiye’de proton terapisi uygulayan bir kurum bulunmamaktadır. Bu terapi zamanla özel kuruluşlar tarafından sağlanan cihazları ile yapılmaya başlanabilir ancak şuan için sağlık bakanlığının tedaviyi Türkiye’de başlatmak için çalışmaları sürmektedir.
Proton terapisinin henüz Türkiye’de boy gösterememiş olmasının en önemli sebebi maliyettir. Bu maliyetler o kadar yüksektir ki günümüzde çok maliyetli görülen yoğunluk ağırlıklı radyoterapiden bile en az 4 kat pahalıdır. Bu nedenle bu tedaviden yararlanmak için hastalar ABD gibi farklı ülkelere gidebilirler.
Dünya Proton Terapisinde Hangi Noktada?
Amerika Birleşik Devletleri dünya üzerinde en çok proton terapi merkezine sahip ülke konumundadır. Ülkede hali hazırda 20’den fazla merkez bulunmakta. Bunlara ek olarak yenilerinin inşaatı da devam etmekte.
ABD’de açılmış olan merkezlerin bir kısmı tedavinin beklendiği kadar rağbet görmediğini iddia etmektedir. Bu durum kısmen doğru sayılabilir çünkü ABD sınırlarında kurulmuş merkezlerden biri iflas açıklamıştır.
Durum böyle olsa da başta ABD olmak üzere tüm dünyada proton terapi merkezlerine yatırım yapılmaya devam ediliyor. Amerika’yı Japonya ve İngiltere takip etmektedir. Bu iki ülkede de proton terapisi için yapılan pek çok yatırım bulunmaktadır.