Hangi Sıklıkla Kan Verilebilir?
Bir kişinin gönüllü olarak kan vermesine, kan bağışı denir. Kan bağışıyla verilen bu kan, kan nakli ve belirli ilaçların yapımında kullanılabilir.
2 Şubat 2022 Çarşamba 20:17
Verilen kan, kaza kurbanlarına verilmek için de kullanılabilmektedir. Bazen tehlikeli olarak görülebilen bir operasyon öncesi de operasyon geçirecek olan kişiden kan bağışı yapması istenir. Bağışlanan bu kan, geçirilecek operasyonda çok kan kaybedilmesi halinde kullanılmak üzere uygun koşullarda saklanmaktadır.
Kan bankaları ve laboratuvarlar, herhangi bir sebeple alınan kanı saklamakla ve depolamakla görevli olan birimlerdir. Yani kanın, alındığı şekliyle steril bir biçimde saklanması ve kullanıma hazır halde bekletilmesi kan bankaları ve laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilir.
Kan Verme Sıklığı Hangi Aralıklarla Olmalıdır?
Sağlık açısından düzenli olarak kan vermekte fayda vardır. Ancak vücudun sıhhati ve dengesi açısından bunun kafaya göre değil de belli bir düzen içerisinde yürütülmesi yararlıdır. Kan bağışı genel olarak 2 başlık altında değerlendirilip şu şekilde kısaca özetlenebilir:
- Tam Kan Bağışı
Yılda toplam 4 üniteyi geçmemek kaydıyla 3 ayda bir tam kan bağışı yapılabilir. Tam kan bağışı, kan bağışçısından transfüzyon maksatlı veya işlenerek yeni ürünler elde etmek amacıyla alınan bağış türüdür. Bu bağış türünde, içerisinde uygun bir antikoagülan bulunan torba sistemi bünyesine yaklaşık 450 ±%10 ml kan toplanır.
- Trombosit Bağışı
Aferez cihazlarıyla trombosit bağışı, yılda toplam 24 üniteyi geçmemelidir ve iki bağış arası 72 saatten az olmamalıdır. Trombosit bağışı, otomatize cihazlar vasıtasıyla tek kullanımlık setler ile kan bağışçısından kanın alınıp trombositlerin ayrıştırılıp veya toplanıp diğer kısımlarının geri verilmesi suretiyle gerçekleştirilen işlemdir. Ortalama işlem süresi, yaklaşık olarak 45 ila 70 dakika arasındadır.
Kan Bağışlamak İsteyenler Hangi Testlerden Geçer?
Bağışlanmakta olan bütün kanlar, dünya standartlarında tarama testlerine tabi tutulmaktadır. Kan bağışçısına yapılmakta olan bu tarama testleri, riskleri sadece minimuma indirmek içindir ve kanı alacak hastanın sağlığını korumak maksadıyla gerçekleştirilir. Bağışlanan kanlara yapılmakta olan testler;
• Anti-HIV (AIDS)
• HBsAg (Hepatit B)
• Anti-HCV (Hepatit C)
• Frengi (Sifilis)
• Kan grubu testleridir.
Bağış olarak alınan tüm kanlara, yukarıda yer alan maddeler kapsamında test yapılır. Test sonuçlarının negatif çıkması halinde yani infeksiyon tespit edilmemişse kan bağışçısına yönelik herhangi bir bildirimde bulunulmaz. Eğer kan bağışçısına yapılan testlerde pozitiflik çıkarsa ek olarak doğrulama testleri yapılır. Doğrulama testinin de pozitif çıkması durumunda; kan bağışçısı, kan bağışı merkezine davet edilir.
Kan bağışı merkezinde verilecek danışmanlık hizmetinden sonra kan bağışçısı, takip ve tedavisinin yapılabileceği ilgili sağlık kuruluşuna yönlendirilir. Kan bağışçısının geçirdiği tüm bu işlemler, özel hayata saygıdan dolayı tamamen gizlilik çerçevesinde yürütülür. Kan verme eylemi sırasında gerçekleştirilen testlerin, olası hastalıklara ve rahatsızlıklara karşı kan bağışçısını haberdar etme durumunu da beraberinde getirmesi; düzenli olarak kan vermenin somut faydalarından biri olarak değerlendirilebilir.
Buna ek olarak, bağış yapılmadan önce bağış yapacak olan kişinin herhangi bir risk taşımadığından emin olmak için ona kendi sağlık durumunu net bir şekilde ortaya koymaya yarayan ve birtakım sorulardan oluşan bir form doldurtulur. Formun samimi ve doğru bir şekilde doldurulması gerekir. Formda yer alan sorular doğrultusunda ortaya çıkan gelişmeler ışığında, kan bağışının geçici olarak reddedildiği durumlar baş göstermektedir. Bunlar genel olarak bazı ilaçların kullanılması veya belli tedavilerin geçirilmesi sonrası ortaya çıkan durumlardır. Böylelikle kan bağışçısının öncelikli olarak sağlığı korunmuş olur ve bağış yapmasına engel bir hal tamamıyla ortadan kalkmış olur.