Yalanı ortaya çıkaran ilaç gerçek mi?
Yalan söylemenin toplum içinde genellikle hoş karşılanmadığına dair hepimiz hemfikiriz. Yalanı ortaya çıkarmakta olan bir ilaç bütün dünyayı bambaşka bir hale getirirdi.
6 Ağustos 2022 Cumartesi 16:48
Yalanı ortaya çıkaran ilaç gerçek mi?
Yalan söylemenin toplum içinde genellikle hoş karşılanmadığına dair hepimiz hemfikiriz. Yalanı ortaya çıkarmakta olan bir ilaç bütün dünyayı bambaşka bir hale getirirdi. İşte insanların yalanlarını ortaya çıkaran doğruluk serumuna dair her şey...
Yalanı ve yalancıyı yakalamanın, söylenen öyküde yer alan tutarsızlıkları bulma, yalan söyleyenin yüzünü okuma ve davranışlarını kontrol etme şeklinde yolu olsa bile şimdi bahsedeceğimiz yalanı yakalama yöntemi oldukça değişik.
Örnek olarak doğruluk serumunu hiç duymuş muydunuz? Bu seruma sodyum tiyopental ya da sodyum pentotal deniyor. Bu ilaçla alakalı genel olarak Hollywood’un, Stormbreaker, Person of Interest gibi casusluk temalı TV şovlarında birtakım sahnelere yer verdiği belirtiliyor.
Sodyum pentotal, aslında tıbbi bir anestetik ama sonradan hakikat serumu olarak kullanılmaya başlanmış.
Bu ilaç, Abbot Laboratories’te çalışan Ernest H. Volwiler ve Donalee L. Tabern tarafından geliştirilen bir ağrı önleyicidir. Bu ilacı, 1934 yılında ilk olarak göz doktorlarının hastalarını ameliyata almadan önce uyuşturmak için kullandıkları biliniyor.
İlacı kullanan kişi bir dakika içinde uykuya dalıyor ve yaklaşık 15 dakika sonra da uyanıyordu. Hatta fetüsü etkilemediği için hamile kadınlarda bile bu ilaç kullanıldı. Bu ilaç 1931 yılında İngiliz doktor J. Stephen Horsley tarafından doğruları söyletmesi için alternatif olarak kullanılmaya başlandı. Horsley’e göre insanlar bu ilacın etkisindeyken özel düşüncelerini daha rahat biçimde ifade edebiliyordu.
Gerçekleri söyleten bir ilacın tabii ki de psikiyatri alanında kullanılması kaçınılmaz olmuştu.
Bu ilaç, psikiyatrik hastalarla daha rahat iletişim kurmak ve hastaları gevşetmek için kullanılmaya başlanmıştır. Hastalar, bu ilacı içtikten sonra sakinleşerek rahatlıyor, böylelikle doktorun sorularını cevaplamak için iki kez düşünmüyorlardı. Bir nevi, psikiyatrik hastalar için hipnoz etkisi yaratıyor diyebiliriz.
Bu ilacın kullanım alanı sadece tıbbi alanlarla sınırlı değildi, istihbarat tarafından da kullanılıyordu.
CIA’in, teröristlerden bilgi almak için bu ilacı kullandığı yönünde iddialar mevcut. Hatta 1951’de Bluebird Operasyonu adıyla bilinen bir operasyonun adı sonradan Enginar Operasyonu olarak değiştirildi ve bu operasyonun, insanları sorgularken kullanmak için sodyum pentotal gibi ilaçlar geliştirmeyi amaçlayan bir operasyon olduğu öne sürüldü.
Doğruluk serumu olduğuna inanılan bu ilaç, aynı zamanda beyin aktivitelerine zarar veriyor.
İlacın birçok farklı kullanım alanı olduğu söyleniyor. Mesela epilepsi tedavisinde, uykunun düzenlenmesinde ve kaygının giderilmesinde kullanılabiliyor. Bu ilaç aynı zamanda bir barbitürat (sakinleştirici) olarak tanımlandığı için beyin hücrelerindeki nöronların elektriksel aktivitesini baskılayabiliyor. Böylelikle ilaç, nöronların bilgi iletmek için enerji harcamasına engel oluyor. Beyindeki enerji gereksinimi azaldığı zaman, beynin metabolik seviyesi de düştüğü için bu ilacın aslında beyin için zararlı olduğu görülmüş oluyor.
Velhasıl, doğruluk ilacı olarak adlandırılan bu madde bir zamanlar istihbarat ve tıp yetkilileri tarafından kullanılmış olsa da günümüzde böyle bir ilacın doğruları söyletme amaçlı kullanıldığı söylentilerinin gerçek olduğuna dair tatmin edici bir kanıt yok. Yüzde yüz doğruyu söyleten böyle bir ilaç olsaydı şimdiye kadar tüm suçlular kolayca yakalanır, toplumdaki tüm sorunlar çözülmüş olurdu. Yani şu ana kadar hakikati saf biçimde ortaya koyacak bir yöntem bulunmuyor.