Avukatın Müvekkilini Satması Mümkün Mü?

Davalarda, icra takiplerinde, beklenileni alamamış olan bazı müvekkillerin, avukatlarını, karşı taraf ile anlaşıp davayı satmakla itham ettiklerini görmekteyiz. Davayı satmak ile kastedilen,  avukatın, karşı taraftan menfaat temini ve üzerine düşeni gerçekleştirmediği, böylelikle müvekkilin hak kaybına uğramasına neden verdiğidir.

9 Ocak 2022 Pazar 00:28

   Avukatlık mesleği, güven esasına dayanmaktadır. Müvekkil, verdiği / vereceği vekaletname ile, avukatın, vekaletnamede belirtilmekte olan yetkileri kendisi adına kullanmasına imkan tanımaktadır. Elbette ki avukat, bunu meslek olarak icra ettiği için, yapacağı iş karşılığı vekalet ücreti adı altında kazanç elde etmektedir.

Avukat, başarılı olursa, hem müvekkilinden, hem de karşı taraftan olmak üzere, iki yerden vekalet ücreti almaktadır. Örnek olarak bir davada, işi yürütme konusunda müvekkili ile anlaşan avukat, bunun için ücret sözleşmesi düzenlemekte ve bu sözleşmede belirlenmiş olan ücret, davanın sonucu her ne olursa olsun, müvekkilin, avukatına ödemesi kararlaştırılan ücret olmaktadır. Müvekkil, bunu istisnalar haricinde her halükarda öder. İstisnadan kastımız, davanın aleyhe sonuçlanması durumunda çeşitli, lehe sonuçlanması durumunda da farklı vekalet ücreti kararlaştırılması şeklinde. Bu tutar, yasal sınırlar içerisinde kalmak kaydı ile, avukat ile müvekkili arasında özgür bir biçimde belirlenebilir. Bir de avukatın, dava lehine sonuçlandığın zaman, mahkeme tarafından hükmedilecek vekalet ücreti vardır. Bu ise, karşı vekalet ücreti olarak isimlendirilir. Avukat buna, davanın kısmen ya da tamamen müvekkili lehine sonuçlanması durumunda hak kazanmaktadır. Yargılama türüne göre değişmekle beraber bu vekalet ücretinin sorumlusu ve tutarı, mahkeme tarafından belirlenmektedir.

Buna ek olarak, davanın başarılı sonuçlanması durumunda verilecek olan mahkeme ilamının icraya konulmasından elde edilecek vekalet ücretini eklediğiniz zaman, bir avukatın, başarı ile sonuçlandırdığı bir dava dosyası için, üç farklı vekalet ücreti alması söz konusu olmaktadır. Başarısızlıkta ise, yalnızca müvekkili ile gerçekleştirmiş olduğu sözleşmeden kaynaklanmış olan vekalet ücretine hak kazanacaktır.

Yukarıda anlatılmış olanları biraz daha somutlaştırmak gerekirse

100.000,00 TL ‘lik bir alacak davasında, avukatın işi 5.000,00 TL’ye kabul ettiğini düşünelim. Dava lehe sonuçlandığı zaman, 100.000,00 TL için 2015 senesi tarifesine göre avukat lehine hükmedilecek karşı taraf vekalet ücreti, 10.400,00 TL olmaktadır.

Bunun adi bir alacak olduğunu, genel olarak dava tarihinden itibaren faiz işleyeceğini ve yargılamaların da yaklaşık 1,5 yıl sürdüğünü varsayarsak, 100.000,00 TL’ye işleyecek yasal faiz, 13.500,00 TL olacak, vekalet ücreti bir de yargılama giderleri de eklenerek ilamlı icra takibi başlatıldığı zaman yaklaşık takip tutarı 125.000,00 TL’ye gelecektir.

İlamı icraya koyduğunuz zaman, 125.000,00 TL’lik icra takibi için avukatın alacağı icra vekalet ücreti 12.400,00 TL’ye ulaşacaktır.

Özet olarak bir avukatın, 100.000,00 TL’lik bir alacak davasında, davanın lehe sonuçlanması durumunda vekalet ücreti olarak hak edeceği tutar;

Müvekkilden alınacak 5.000,00 TL + Karşı taraf vekalet ücreti 10.400,00 TL + İcra vekalet ücreti 12.400,00 TL olmak üzere az 27.800,00 TL olmaktadır.

Lehe sonuçlanması durumunda 28-30.000 TL vekalet ücretine hak kazanması mümkün bir avukatın, dava ve icra vekalet ücretinden vazgeçerek, karşı tarafla anlaşması ve müvekkilini satması mümkün olmamaktadır.

Bir avukatın davayı satması için;

1- Hesap kitap bilmiyor ya da anlamıyor olması,

2- Kesenin ağzını açacak bir karşı taraf olması,

3- Meslekten uzaklaşma riskini göze alabilecek kadar gözünü karartması,

4- Onursuz, şahsiyetsiz ve kişiliksiz olması gerekmektedir.

Avukat görevini ihmal edebilir. Süreyi ya da duruşmayı kaçırabilir. Fakat tüm bunlar, avukatın davayı sattığı, satacağı anlamı taşımaz. Dava satan avukatlara da rastlamak pek de mümkün değildir.