1926 Ankara Anlaşması Kimler Arasında İmzalandı? Maddeleri Nedir?

1926 yılında imzalanan Ankara Anlaşması hakkında tüm detayları haberimizde paylaştık.

15 Ağustos 2020 Cumartesi 20:37

1.Dünya Savaşı’ndan sonra Mondros Ateşkes Antlaşması’nda bulunan maddelere dayanarak Musul’u işgal altına alan İngilizlere karşı Türkiye, şehrin Misak-ı Milli sınırları içinde bulunduğunu öne sürmüş ve İngilizlerin şehirden ayrılmalarını talep etmiştir. Fakat o dönemde Milli Mücadele içinde olan Türkiye, Musul Sorunu ile çok fazla ilgi gösterememiştir. Lozan Barış Antlaşması‘nda da herhangi bir sonuca varamayan bu problem karşısında, tarafların kendi aralarında da anlaşamaması sebebiyle Milletler Cemiyeti’ne götürülmüştür.

Her iki tarafın da birbirlerinin tekliflerini kabul etmemesi üzerine çözümü bulunamayan bu problem ardından iki ülkenin bir arada olması ve Ankara Antlaşması’nı imzalamaları sonucunda bir çözüme kavuşmuştur. Bu uzun bir süre almıştır. Günümüzde de gündemde gerçekleşen ve gelişen birtakım olaylar sonucunda yeniden masaya yatırılan Ankara Antlaşması’nın, içindeki maddeler ve bu maddelerin stratejik bölgelerle alakalı olması sebebiyle gelişen ve gelişebilecek olayların gidişatını belirlemesindeki yeri büyük olmaktadır.

Ankara Antlaşması Ne Zaman, Kimlerle İmzalandı?

1.Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra Musul ile alakalı olarak verilecek kararlar Osmanlı ile İngiltere arasında fazlaca süren bir soruna sebep olmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından ardından İngilizlerin işgal ettiği Musul, Milli Mücadele’nin devam etmesi sebebiyle TBMM’nin gündeminde önemli bir yere sahip olamamıştır. Fakat sonrasında gün yüzüne çıkarılan sorun iki ülke arasında çözülememiş ve Milletler Cemiyeti’ne götürülerek burada çözülmek istenmiştir.

Uzunca süren görüşmelerin sonunda verilen kararla sınırlar çizilmiş ve ani durumların olması halinde yapılacaklar ile alakalı maddeler de yapılan antlaşmaya eklenmiştir. Bu antlaşma ise 1926 Ankara Antlaşması olarak karşımıza çıkar; İngiltere, Türkiye ile Irak arasında yapılmış ve günümüzde de halâ geçerliliğini devam ettirmektedir.

Bugün Irak’ta yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle Ankara Antlaşması tekrar gündeme gelmiştir. Herhangi bir ihlalde neler yapılabileceği ile alakalı olarak tartışmalar meydana gelmiştir.  Son zamanlarda meydana gelen birtakım olaylar sebebiyle de Türkiye’nin gündemine tekrardan gelen Ankara Antlaşması maddeleri ile günümüz gündeminde belirtilen hak iddialarının örtüşüp örtüşmemesi de incelenerek tartışmalar gerçekleşmiştir.

1926’da imzalanan antlaşmanın bugün de devam ediyor olması da önemli bir özelliği olmaktadır. O dönemde olması muhtemel olayların ne kadar gerçekleştiği ve bu doğrultularda da yapılan antlaşmanın iyi kararların verilerek oluşturulup oluşturulmadığı da tartışma konusuna adaydır.

1926 Ankara Antlaşması’ndan Önceki Siyasi Durum

1. Dünya Savaşı sonrasında yenilgi alan Osmanlı Devleti, İtilaf Devletleri ile ilk olarak Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamıştır. Mondros’tan kısa bir sonra İngiltere 7. Madde’yi dayanak göstererek Musul’u işgal etmiştir. Fakat Musul, Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmadan önce Türkiye’nin Misak-ı Milli’de çizilen sınırları içinde bulunmaktaydı. Misak-ı Milli’de kabul gören bu sınırlar, Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması’nın, 31 Ekim 1918 tarihinden sonra yürürlüğe girdiğinde, işgal edilmeyen topraklar düşünülerek hazırlandığı anlaşılmıştır.

Buna göre, bu antlaşma imzalanırken İsmet Paşa Nablus’ta, Ali Fuat Paşa Kilis’te, Mustafa Kemal Paşa Halep civarlarında Katma denilen yerde ve Ali İhsan Paşa komutası altında bulunan Türk birlikleri Kerkük dahil, Musul’da bulunuyordu. Ancak Osmanlı Devleti’nin imzaladığı Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7. Maddesi, paragrafın başında da söylendiği gibi İtilaf Devletleri’ne ülkede herhangi bir yeri kendi güvenlikleri adına işgal etme hakkı tanınmıştı.

1926 Ankara Antlaşması’nda Yer Alan Maddeler

  1. Musul ile Kerkük vilayetleri Irak’a verilecektir.
  2. Irak sınırı Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekim 1924 senesinde almış olduğu kararla kesin olarak belirlenmiştir.
  3. Milletler Cemiyeti’nin belirtmiş olduğu sınır kararını iki devlet de kabul edecektir ve bozmak için herhangi bir eylem hazırlığına girilmeyecektir.
  4. Türkiye ile Irak arasındaki sınırın Brüksel hattı olduğu kararlaştırılmıştır.
  5. Irak Musul’dan elde etmiş olduğu petrolün %10’unu 25 senelik süre boyunca Türkiye’ye verecektir.
  6. Türkiye bu parayı 4 sene boyunca almıştır fakat kalan 21 senelik hakkını ise 500.000 Sterlin’e İngiltere lehine vazgeçmiştir.
  7. Irak Hükûmeti antlaşma metni imzalanana kadar kendi halkından Türkiye lehine konuşacak olanlara genel af tanıyacağını söylemektedir.
  8. Türkiye ile Irak, dost devletler arasında gerçekleştirilen “suçluların iadesi“ için toplanıp görüşmeye karar vermiştir.
  9. Antlaşmanın 2. faslı yürürlüğe girdikten itibaren on yıl süreyle yürürlükte kalacaktır.
  10. 10 sene sonra taraflardan herhangi biri feshetme hakkını elde edecektir.
  11. Maddeler taraflarca kesinleştirilecek ve derhal Ankara’ya gönderilecektir.
  12. Antlaşma tasdik edildikten sonra Lozan Antlaşması’nı imzalayan devletlere göndereceklerdir.

1936 senesinde Irak ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 18 Temmuz 1936’dan itibaren, 1926 Ankara antlaşmasına bazı maddeler getirilmiştir ve bu maddeler şu şekildedir:

  • Sınır komisyonu 6 ayda bir toplanmaktadır,
  • Sınır konuları gözden geçirilmektedir,
  • Antlaşmayı imzalayan taraflar, sınır bölgesinde öteki devlete karşı olan propagandalara izin vermeyecektir; fakat bu maddeye uyulmamaktadır.

Ankara Antlaşması ile Musul Petrolleri

Maddelere bakıldığında her iki tarafın da çıkarları doğrultusunda hazırlanan bir antlaşma olduğu iddia edilse de 1. Dünya Savaşı’ndaki Osmanlının yenilgisine bir de Milli Mücadele zamanlarında bu soruna düşülmemesi ve önem verilmemesi bazı ufak kazançlar getirse de petrol kaynağı olan Musul elden gitmiştir. Türkiye uzun bir süre diplomatik olarak vermiş olduğu savaş sonucunda istediğini alamamış ve İngilizlerin istediklerini biraz da olsa hafifleterek Ankara Antlaşması ile iki ülkenin arasındaki barışı da tehdit eden Musul Sorununu çözmek zorunda kalarak imzalamıştır.

Bu maddelerin günümüze ulaştığı halinin de çokça doğruluğu tartışılmış ve o tarihte neler yaşandığı öğrenilmek istenmiştir. Ankara Antlaşması’nın 14. Maddesindeki içerikte bölge petrolleri ile alakalı konular bulunmaktadır.

1.Dünya Savaşı’ndan bugüne kadar olan Irak ile alakalı sınırın çizilmesi, Musul ile Kerkük’ün durumu ile alakalı olarak kararlar burada incelenmiştir. İlk kez 1. Dünya Savaşı’nın sonunda Mondros Ateşkes Antlaşması’nın maddelerine dayanarak İngilizlerin işgal ettiği Musul oldukça uzun bir süre himayeleri altında kalmıştır. Sonrasında da Kurtuluş Savaşı’nın bitmesiyle tekrar Türkiye’nin gündemine gelen Musul Sorunu uzun seneler boyunca hem iki ülke arasında hem de uluslarası platformda çözüme kavuşturulmaya çalışılmıştır.

Lozan Barış Konferansı’nda da bu problemin iki ülke arasında belirli bir süre içerisinde çözülmesi kararlaştırılmıştır. İki ülkenin de birbirine sundukları bu önerileri kabul etmemesi üzerine Musul Sorunu çözüme kavuşturulamamış ve bu sorun Milletler Cemiyeti’ne taşınmıştır, fakat orada da bir çözüme ulaşılamamıştır.

Ardından taraflar arasında bir uzlaşma sağlanmış ve 5 Haziran 1926’da Ankara Antlaşması imzalanmıştır. 1932’te Irak bağımsızlığını ilan ettikten sonra bir protokol imzalanmıştır. Bu antlaşmayla iki ülkenin sınırları detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Bunların yanında bir de iki ülkenin sorumlulukları ve bu antlaşmanın bozulmayacağı ile alakalı maddeler de yer almaktadır. Antlaşmanın, ilk kısmı süresiz bir şekilde imzalanmıştır. 93 yıllık antlaşma uzun bir süreden sonra son zamanlarda tekrar gündemi işgal etmeye başlamıştır.

Irak’ta gerçekleştirilen referandumun sonucunda, iki ülke arasındaki sınırların tehdit edilmesi sebebiyle, Ankara Antlaşması maddelerini ihlal etme durumu olduğundan sıkça tartışmalar olmaktadır. Türkiye’nin herhangi bir ihlal durumunda doğacak hakları gözden geçirilirken antlaşmanın getirileri de incelenmektedir. 93 senedir her iki ülke arasındaki sorunu önleyen, sınırları koruma altına alan Ankara Antlaşması Türkiye için bugün de büyük önem arz etmektedir.