Ateş Şövalyesinin üretimi
ODTÜ Öğretim Üyesi ve tasarımcı Doç. Dr. Hakan Gürsu, on sene önce ekibi ile birlikte yangınlarla susuz mücadele edecek bir araç tasarımı yaptı.
11 Ağustos 2021 Çarşamba 00:31
Ateş Şövalyesinin üretimi
ODTÜ Öğretim Üyesi ve tasarımcı Doç. Dr. Hakan Gürsu, on sene önce ekibi ile birlikte yangınlarla susuz mücadele edecek bir araç tasarımı yaptı.
Araç, yangından önce ve yanma riski bulunan alanların üzerini kumla kapatma, yangın esnasında alevleri söndürme ya da yayılmasını önleme, yangın sonrasında da dikilecek ağaçlar için kazı yapma imkânı tanıyor. Prototipi hazırlanan aracın hammadde olarak ormanın yumuşak doku toprak özelliğini kullandıklarını belirten Gürsu, “En büyük özelliği, ormanın kendi katı malzemesini kullanarak dünyanın en eski bilinen yöntemini kullanıp ateş söndürme eylemini gerçekleştirmesi” şeklinde konuştu. Gürsu, ‘Ateş Şövalyesi (Fire Knight)’ ismini verdikleri aracın özellikleri ve çalışma biçimi ile ilgili olarak özetle şu bilgileri paylaştı:
YANGINLARI KUMLAMA İLE SÖNDÜRECEK
“Arkada bir kazıcımız var, 1.80 metre delik açabiliyor. Oradan toprak çekiyoruz, toprağı hızla eliyoruz. 5 milimetre altı sert malzemeyi içeride tutuyoruz. Yanar ve hafif malzemeyi buradan dışarı atıyoruz. Bu aletin içinde 10 tonluk 5 milimetre altı granül depomuz var. Bunu depoya aldıktan sonra iki tane pompa, altı tane de basınç tüpü yardımıyla buradaki hareketli döner kafayla partikülleri püskürtüyoruz. Bu, yerde yanan malzemenin üzerine püskürtülebilir, pasif alanda yanıcı özelliğe sahip örtüyü kaplamak için kullanılabilir. Araç içindeki sürücü, muavin, püskürtücü ve kazıcı kontrolü yapan 4 personelle koordinatı verilen bölgede kumlama faaliyeti gerçekleştirecek, yangının ilerleme yönünde pasifleştirici, yavaşlatıcı ve soğutucu etkili yardımcı bir araç olarak öne çıkıyor. Dünyada artık suyla yangın söndürmek giderek lüks hale geliyor. Bunun alternatifleri mutlaka değerlendirilmeli. Burada çok basit ve etkili bir yöntemi kullanıyoruz. Bir de orman yangını söndürmek için denizden su almak çok yararlı değil. Çünkü deniz suyu tuz içerir. Su buharlaşır, tuz kalır. Bu da toprağın tuzlanmasına neden olur. Dolayısıyla suyun kullanılması yerine ormanın kendi doğal toprağının kullanılması çok daha etkili.”