Ankara'nın İlçe ve Semt İsimleri Nereden Geliyor?
Başkent Ankara’nın ilçelerine verilen adların her biri ayrı bir hikayeyi taşıyor. Binlerce senelik tarihinde farklı uygarlıklara ev sahipliği gerçekleştiren Anadolu, tarihi ve doğal güzellerinin yanında bir de mitolojik zenginliği ile de insanoğlunu hayran bırakacak özellikler taşımakta.
30 Ocak 2022 Pazar 22:56
Anadolu’nun kalbi Ankara’nın tarihinde de meydana gelen olaylar ve coğrafi konumu, ilçe adlarına da yansıyor. İlçe isimlerinin nereden geldiği ile ilgili olarak kulaktan dolma bilgiler bilinse bile, tam anlamıyla doğru bilgiler yok.
Fakat halk arasında ilçe adlarıyla alakalı olarak çeşitli anlatımlar dikkat çekebiliyor.
Kazan: Kazan adına ilk kez 1530 tarihli Tapu Tahrir kayıtlarında görülüyor. Kazan’da, İlhanlıların Ankara’ya egemenlikleri zamanında 'Gazan Han' adına basılmış sikkelerin buluntuları görülüyor. Bu rivayete dayanılarak 'Gazan' isminin zaman aşımına uğramış olduğu ve 'Kazan' olarak değiştiği bilgiler arasında bulunuyor.
Akyurt: Ankara’nın kuzey doğusunda bulunan Akyurt (Ravlı), Cumhuriyet döneminde ilçe merkezi olan köylerimizden birisi olarak görülüyor. 'Ravlı' ismiyle bilinen bu köy, 1463 senesi kayıtlarında 30 haneli olduğu biliniyor. Ravlı köyünün tamamı 1. Murad döneminde yaşamış hayırsever Melike (Melek, Meleki) Hatun’un Medresesinin vakfına ait olduğu biliniyor.
Beypazarı: Beypazarı’nın tarihinde Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlılar’ın egemenliği altında kaldığı bilinmektedir. Rivayetlere göre, M.S 491-518 seneleri arasında hüküm süren Bizans İmparatoru Anastasios’un döneminde piskoposluk merkezi olarak belirtilen Beypazarı (Lagania) ziyaretinde ilin adını 'Lagania-Anastasiopolis' yani 'Anastasios Kenti Kaya Doruğu Ülkesi' olarak değişmiştir.
Ayaş: Tarihi boyunca sayıca oldukça fazla medeniyete ev sahipliği yapan Ayaş, Ankara’nın kuzeybatısında bulunuyor. İpek yolunun duraklarından olan Ayaş, bir Türkmen Oymağı ismi olduğunu bilinmesiyle beraber Öztürkçe kökenli 'Parlak, aydınlık gece' anlamını taşımaktadır.
Polatlı: Frigya krallarından Pulat’ın, bu bölgeye yerleşmesinden dolayı kendi isminin bölgeye verildiği ileri sürülmektedir. Diğer iddia ise şehrin ismini bu bölgede yaşayan ve atları ile meşhur olan Yakup Ağa’dan almış olması yönündedir. Yakup Ağa ile ilgili konuşanların kendisine 'Bol Atlı Yakup Ağa' söyledikleri ve bunu sonrasında 'Bol-atlı' biçiminde kısaltarak zaman içinde 'Polatlı' olarak kaldığı halk arasında konuşulur.
Pursaklar: Pursaklar adının doğuşunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Pursaklar Eski Muhtarı Kemal Çelik, eski zamanlarda Pursaklar’ın ormanlık alan olması sebebiyle Pür-saklar (yapraksaklar) dendiği bilgisi veriliyor. Bir başka görüşe göre, Pursaklar adının 1463 senesinde Osmanlı dönemindeki kayıtlarda 'Busaklar' olarak geçtiği ifade ediliyor. 17. yüzyılda 'Busaklar' adının 'Pursaklar'a dönüştürülürek, Ankara’nın merkez köylerinden birisi haline dönüştürüldüğü anlatılıyor. Ankara Savaşı’nın başladığı yer olarak bilinen Pursaklar, Moğolların fil ordusunun bu bölgede saklanmış olduğu konusundaki iddialarda, önceleri 'Filsaklar' olan bu bölgenin adının, zamanla değişerek ilk önce 'Pirsaklar' sonrasında da günümüzdeki adı ile 'Pursaklar' olduğunu belirtiliyor.
Kızılcahamam: Kızılcahamam, ilk çağlara kadar uzanmış olan tarihinde, Yabanabat, Çorba ve son olarak da Kızılcahamam adını aldığı iddia ediliyor. Ayrıca, 'Kızılcahamam' adının yöre toprağının rengi ile yörede bulunan şifalı kaplıcalarından aldığı ifade edilmektedir.
Çubuk: 'Çubuk' kelimesi, Türklerde erkek adı, aşiret adı ve yer adı olarak geçmiştir. Çubuk’un isminin de 11. yüzyılda Selçukluların, Sultan Melikşah döneminde Anadolu’daki fetih hareketlerine katılmış olan Türk Beyi, yani Çubuk Bey’den almış olduğu bilinmektedir.
Keçiören: Tarihte Keçiören isminin nereden geldiği ile ilgili olarak birçok rivayet bulunur. Keçiören adı ilk kez 1463’te 'Ankara Mufassal Tahrir Defteri'nde Karye-i Kiçiviran tabi-i Kasaba' (Kasaba’ya bağlı Kiçiviran köyü) olarak geçmektedir. Kiçiviran kelimesi 'Küçük Viran' anlamı taşır. 1530’lu senelerde bölge Keçi-viran olarak zikredilir.
Keçiören adı söylenip yazıldığı gibi 'Keçi’lerin ören yeri' kelimelerinin birleşmesi ile oluşmaktadır. Keçiören, Ankara Keçisi’nin otlak yeri olmasıyla beraber tarihi yerleşim yeri anlamında ören kelimesi ile birleşmiştir.